8. ENGELSİZ ÜNİVERSİTELER BİRİM KOORDİNATÖRLÜKLERİ İSTANBUL BÖLGE TOPLANTISI
ENGELSİZ ÜNİVERSİTELER BİRİM KOORDİNATÖRLÜKLERİ İSTANBUL BÖLGE TOPLANTISI
TUTANAĞI
Tarih & Saat:30 Kasım 2016 ,13.15-16.30
Yer: Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü
Enstitüler Binası Konferans Salonu
Sunumlar:
1-“Engelli Bireylerle Sportif Beceri ve Koordinasyon Eğitimi” Doç.Dr.Yaşar Tatar ve
Arş.Gör.Nejla Gerçek
2-“Kampüs Yaşamında Engelli Olmayan Öğrencilerin Engelli Öğrencilere Bakışaçıları”
(Proje Ekibi Doç.Dr.Sibel Cengizhan, Yrd.Doç.Dr. Aynur Akar, Yrd.Doç.Dr. Buket Doğan)
3-“İşitme Engellilerin Eğitimde Yaşadıkları Sorunlar” Uzman Ayşegül Bozca
Toplantı Gündem Maddeleri:
1- İşitme Engellilerin Yüksek Öğrenimde Yaşadıkları Sorunlara Çözüm Önerilerini Tartışılması ve Kararların Alınması
2-Kaynaştırma Eğitimi ile Yüksek Öğrenime Gelen Öğrencilerin Yaşadıkları Sorunların Tartışılması Ve Çözüm Odaklı Eylem Planı Kararlarının Alınması
3-Engelli Öğrencilerin İş Hayatına Hazır Hale Gelebilmeleri İçin Atılacak Ortak Adımlar İçin Öneriler ve Alınacak Kararlar
Katılımcılar:
Dilek Düzgünoğlu (Acıbadem Üniversitesi),Pınar Tarlak (Bahçeşehir Üniversitesi),Engin Yılmaz ,Levent Aslan (Boğaziçi Üniversitesi), İrem Altan (Gedik Üniversitesi ),Mine Çöbek, Sema Bozkır (İstanbul Bilgi Üniversitesi), Gizem Yakar (İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu), Zeynep Özgüven(İstanbul Şehir Ünivesitesi), Çağrı Artan, Göksenin İnalhan (İstanbul Teknik Üniversitesi),Resa Aydın, Songül Altınsaçlı, Ilgın Aydınoğlu,Ayşegül İşlekeller Bozca (İstanbul Üniversitesi), Pınar Akoğul (Koç Üniversitesi),Zuhal Pek,Aynur Akar,Buket Doğan,Tuncay Duruöz,Nejla Gerçek,Hasan Basri Özpek,Yaşar Tatar(Marmara Üniversitesi),Funda Ayra (Okan Üniversitesi),Hasan Kaya (Özyeğin Üniversitesi),Özcan Demir (Üsküdar Üniversitesi),Sevgi Gamze Felek(Yeditepe Üniversitesi)
1-Açılış: Toplantı Marmara Üniversitesi Engelli Öğrenci Birim Koordinatörü Okt.Zuhal Pek’in Marmara Üniversitesi ve Engelli Öğrenci Birim Koordinatörlüğü’nün idari yapısı, çalışma esasları, fiziki erişebilirlikleri (Sesli ve Braille yazılı tuşlu asansörler, yeni binaların planlarındaki erişebilirlikler, mevcut binalarda iyi örnek çalışmaları ve planları) eğitim erişebilirliği (Marmara Üniversitesi Kütüphane Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nın gerçekleştirmiş olduğu e-pub kitap sayısı ve mevcut destek teknolojiler ve erişebilirlik birimindeki mevcut olanaklar) tanıtarak toplantı başladı.
2- Goodfeel Programı Kullanımı ve Konservatuarlardaki Sorun Çözümü: MÜ Engelli Öğrenci Birim Koordinatörü Zuhal Pek, eğitim erişebilirliğini tanıtırken değinmiş olduğu Erişebilirlik Birimi ve Müzik Öğretmenliği Bölümünde bulunan görme engellilerin kullandığı Goodfeel Programının ne kadar verimli kullanıldığı Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Engin Yılmaz tarafından soruldu. Zuhal Pek, Notaların Braille alfabesi ile yazılması ile öğrencilerin bu programdan faydalandığını , ancak bazı noktalarda sıkıntıların olduğunu ve programın amaçladığı evrensel tasarımın tam anlamıyla kullanılabilmesi için eğitimcinin eğitimini sağlamak yönünde bir düzenleme için çalışmakta olduğunu, bu konunun çözülmesi halinde Türkiye’deki tüm Müzik Bölümlerine ve Konservatuarlarına anlatılarak görme engellilerin bu bölümlere girebilmesi yönünde çalışmalar yapılabileceğini söyledi. Zuhal Pek, İTÜ’de ortaya çıkan bir davanın AİHM’e giderek ülkenin kınama cezası almasını hatırlatarak konunun çözülmesinin öneminden bahsetti. Dolayısıyla, Marmara Üniversitesi gerekli çalışmaları yapıp üniversiteleri bu yönde bilgilendirecek. İTÜ Engelli Öğrenci Birim Koordinatörü Çağrı Artan, davalık olan konu üzerine konservatuarların istedikleri raporların ele alınmasının görüşülmesi için katılımcıları İTÜ’ye davet etti.
3- “Engelli Bireylerle Sportif Beceri ve Koordinasyon Eğitimi” Sunum: Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. Yaşar Tatar Avrupa Birliği Projesi olarak başlamış ve halen Fiziksel Engelliler Vakfı ile birlikte Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde devam eden eğitimi anlattı. Projenin yapılmasının sebepleri olan sorunların tam bir bilgilendirme olmadan engelliler sporunu geliştirmeye çalışmanın sorun olduğunu, özel eğitim merkezlerinin tüketim odaklı olması ve misyonunu gerçekleştirememesi, sürdürebilirliğin, engelliler sporu konusunda kalifiye insan olmadığını, yaşam koçlarının eğitimli olmadığı, eğitmenin engel konusunda bilgi sahibi olmadığını anlattı. Bu doğrultuda bir proje geliştirerek ,engelli sporu yapmak için hekimin olması gerektiği, sporcu için takibini sağlayan performans değerlendirmesi, hedef belirlenmesi ve kontrollerin yapılacağı, eğlenceli ve sürdürülebilir sporların olması yönünde bir eğitimin uygulanacağı proje oluşturduklarını anlattı. Halen, Marmara Üniversitesi’nde devam etmekle birlikte, Gaziantep’de de Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin bu projenin uygulandığı ve bu sayede engelli bireylerin sağlık kontrollerinin yapılarak bilinçlendirildiği bilgisini aktardı. Doç.Dr.Yaşar Tatar, bu eğitimin fizik tedavi programı ile karıştırılmamasını, fiziksel engelli yetersizliklerin giderilmesinin hedeflendiğini, bu merkezlerde eğitmenlerin 3 aya kadar yakın eğitimden geçtiklerini ve bu eğitimlerin vakıf tarafından verildiğini, eğitime çocuklar alınmışsa daha eğlenceli hale gelmesi için müzik öğretmenlerinden de yardım alındığını söyledi. Gedik Üniversitesi’den, İrem Altan üniversitelerinde özel gereksinimli çocukların ebeveynleri ile spor yapması ile ilgili bir çalışma yapıldığı bilgisini verdi.
4- “Kampüs Yaşamında Engeli Olmayan Öğrencilerin Engelli Öğrencilere Bakış açısı” Sunum: Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. Sibel Cengizhan Bilimsel Araştırmalar ve Projeler Kapsamında Marmara Üniversitesinde henüz tamamlanmamış bir projeye ait bir kısım bulguları paylaştı. 661 öğrenciye yapılan anket ile gerçekleştirilen projedeki bulgulara göre engelsiz öğrencilerin engelli öğrencilere yardımcı olduğu ancak sosyal hayatı paylaşmakta geri durduğu, engelli olmayan öğrencilerin farkındalığının olmadığı, engelli haklarının bilinmediği ve bu nedenle sorunlar yaşandığı, bu konuda eğitim ve bilinçlendirmenin son derece önemli olduğu, engellere göre ölçme ve değerlendirme ve materyallere ihtiyaç duyulduğu gerçekleri paylaşıldı. Araştırmaya göre tespit edilen tutumların ve ifadelerin nedenlerinin araştırılması ve çıkan sonuçlara göre neler yapılabileceği yönünde çalışmaların yapılması gerekliliği aktarıldı. Yapılacak çalışmalardan sonra değişimin ne ölçüde gerçekleştiğinin tespitinin yapılması için tekrar bir araştırma yapılması fikri aktarıldı. Sunum sonunda katılımcılar bazı öneriler paylaştılar;
Engeli olmayan öğrencilerle bir çalıştay yapılabileceği,
Bütün bölümlere engelliliğe farkındalık dersi konulması, bilgilendirmeler yapılması,
Hatta artık engelli farkındalığı demek yerine, konunun genel bir ayrımcılık konusu olarak ele alınması,
Hatta, herkese karşı yapılan ayrımcılık ile ilgili bilgilendirme yapılması. Alt başlıklardan birinin “Engelli farkındalığı” olması,
Boğaziçi Üniversitesinde engellilerle yaşamak ile ilgili verilen dersi alan öğrencilerde değişim gözlendiği. Bu öğrenciler gelecek hayatında daha farklı davranacaklarından yola çıkarak ders olarak verilmesi
5- İşitme Engelliler: İstanbul Üniversitesi Engelli Öğrenci Koordinatörü Arş.Gör.Songül Altınsaçlı üniversitelerinde okuyan işitme engelli bir öğrencinin eğitimi için işaret diline ihtiyaç duyduğunu ve ihtiyacını karşılayacak bir yol bulunamadığı için eğitimini bırakmak zorunda kaldığını ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini aktardı. İstanbul Üniversitesi ENUYGAR Merkezi Müdürü Prof.Dr.Resa Aydın, seramik eğitimi alan bir öğrencinin ilgili teknik bir konu bir dersi metin üzerinden alması durumunda kalıp, yeteneği ile tamamlayabileceği düşünülen bölümü sırf bu ders nedeni ile bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Dr.Engin Yılmaz,eğitim bir yana kampüs yaşamını kolaylaştıracak işaret dili bilen tercümanların bile olmadığını söyledi. Okt.Zuhal Pek, kurumlarda işaret dili bilen kişilerin bulunması gerekliğinin BM Engelli Hakları Hakkında Sözleşmesinde bir madde olduğunu, söz konusu sözleşmenin 2007 yılında BM tarafından imzaya açıldığını, Türkiye’nin bu sözleşmeyi 2008 yılında imzaladığını ve 2009 yılında TBMM’den geçerek yasa olarak bağlayıcı olduğunu ve kurumlarda tercüman bulundurma şartından bahsetti. Ancak, daha önce Sabancı Üniversitesi’nde de dile getirdiği gibi insan kaynağı sorunu dolayısıyla bu uygulamanın ertelendiğni anlattı. Yüksek Öğretimde İşaret Dili Tercümanı oluşturmak için akademik kariyerlerinin başında olan araştırma görevlilerinin işaret dili öğrenerek,ders verecek akademisyenlerin yetiştirilmesi önerisinde bulundu. Fakat, bu sağlansa bile işitme engelli bireyin ağır akademik metinleri anlamasında yaşanabilecek sorun nedeni ile ders materyali düzenleme ve hatta işitme engelli bireyler yazılı olarak kendilerini ifade edemedikleri için bu öğrencilere göre ölçme ve değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi. Prof.Dr.Resa Aydın, işitme engelinin artık önüne geçilebiliceğini ve eğitimde yaşanan bu sorunların 10-15 sene içinde büyük ölçüde ortadan kalkacağını söyledi. Bu gelişmenin, Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenerek Gazi
Üniversitesi’den Prof.Dr.Yusuf Kemaloğlu ve Prof.Dr.Erol Belgin’in gerçekleştirdiği bir proje ile artık yenidoğan bebeklerin ilk gün itibari ile işitme duyularının tarandığını, sorun halinde bir ay sonra ve durum devam ediyor ise kısa sürede takibin tamamlanıp Koklear İmplant ile işitmeleri sağlanarak özel eğitimle sorunların giderildiğini anlattı.
6- “İşitme Engellilerin Eğitimde Yaşadıkları Sorunlar” Sunum: Uzm.Ayşegül İşlekeller Bozca, işitme engellilerin sorunlarının daha iyi anlaşılması ve konunun irdelenmesi için bir sunum yaptı. Bu sunumda, işitme engelli bireylerin konuşma, bilişsel gelişim, motor koordinasyon sosyal ve duyusal olarak sorunları olduğunu, sosyal hayatta her işitme engelli bireyi aynı olarak algılasak bile her işitme engellinin aslında birbirinden farklı olduğunu ve hepsinin işaret dili öğrenmek istemediğini, kullandıkları cihazlar, öğrencilere verilen genel eğitim ve özel eğitim hizmetlerinin eğitimlerinde belirleyici faktörler olması gibi genel birtakım bilgiler verdi. Ayşegül İşlekeller Bozca, eğitimde yaşanan sorunları şöyle aktardı:
a-Rehabilitasyon hizmetlerindeki eksiklikler, eğitmenlerin doğru kişiler olmaması ve konun rant olarak ele alınması,
b-Daha önce hazırlık sınıfı okunuyor ve eksik kalmış beceriler için eğitimler alınıyordu. Ancak, bu sınıf kaldırıldı ve 1. Sınıfa hazırlık olmadan okuyor ve ilk öğrendikleri 4. 5. Harfte takılıp kalıyorlar.
c- 4.Sınıf sonrası branş öğretmenleri ile karşılaşıyorlar. Branş öğretmenleri bu konuda nitelikli olmadıklarından öğrenci verilen eğitimi almada zorluk çekiyor.
d- Milli Eğitim Bakanlığı aynı diplomayı verdiği için aynı ders ve müfredatı zorunlu tutuyor. Çocuklar kendilerine uyarlanmamış bir müfredat nedeni ile geri kalıyor eğitimini yarıda bırakıyor ve yükseköğrenimden korkuyorlar.
e-Derslerde yardımcı olan arkadaşları olabiliyor ancak sosyal hayata dahil olamıyor; çünkü, iletişim sıkıntısı yaşıyorlar. Dolayısıyla, öğretmen ya da öğretim elemanıyla iletişime geçemiyorlar.
f-İşitme Engelliler kendilerini gizleyebiliyorlar; çünkü, genelden farklı olmak istemiyorlar.
g-Yazılı ifadelerde de sıkıntı çekiliyor.
7-İşitme Engellilerin Eğitimdeki Özel Gereksinimleri:Ayşegül İşlekeller Bozca, işitme engelli öğrencilerin eğitimdeki özel ihtiyaçlarını şu şekilde sıraladı:
a-Derslerin yüzlerine bakılarak anlatılmasını istiyorlar,
b-İşitme cihazları ,sınıf içi gürültülü ortamda bir süre sonra rahatsız ediyor ve baş ağrısı yapıyor, sessiz bir sınıfa ihtiyaç duyuyorlar .Dolayısıyla, sınıfta akustik yalıtımı yapılmalı , FM indüksiyon döngüsü bulundurulmalı.
c- Öğrenciler genellikle ödev istiyorlar, bu şekilde kendi başlarına çalışabiliyorlar.
d- Ders notlarını bir hafta önceden isteyip derse hazır olmak istiyorlar.
e-Devlet cihazları karşılıyor ancak işitme cihazlarının pilleri çabuk bittiği ve maliyetli olduğu için sorun yaşıyorlar.
f-Sınıfta öğretmeni görebilmek için U biçiminde ve öğretmene yakın oturmak istiyorlar.
8-Eğitimde işitme Engelli öğrencilerin sorunları hakkında fikir ve öneriler: Sunum sonrası katılımcıların konu ile alakalı önerileri şöyle:
a-Milli Eğitim Bakanlığı’na bir önerge verilmeli ve bu önerge de ilköğretimden liseye kadar bilirkişiler tarafından oluşturulacak bir kurul ile işitme engellilere yönelik bir müfredat hazırlanmalı,
b-Her ne kadar engelli bireyin tam katılımı esas alınsa da işitme engellilerin eğitimde yaşadıkları sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda sürekliliğin öncelik olarak alımalı ,ayrı özel eğitim kurumunda okumalı.
c-Üniversitelerdeki İşaret dili sorunlarını çözmek için yabancı dil hazırlık okutulduğu gibi, işaret dili eğitimi verilen hazırlık sınıfı açılmalı.
d-Uzaktan eğitim olarak işaret dili dersi zorunlu ders olarak verilmeli
e-Üniversitelerde İşaret dili aktarımlı ders materyalleri oluşturulmalı
f-İşitme Engelli Öğrencilerin yanına kısmı zamanlı olarak öğrenci asistanları verilmeli ve asistan notlarını tutmalı
g-Dersler videolarla desteklenilerek anlatılmalı. Yanına işaret dili de eklenmeli.
h- Teknolojik gelişmeler takip edilmeli.
9- Kaynaştırma Eğitimi ile sınavsız Yüksek Öğrenime gelen öğrencilerin yaşadığı sorunlar: Okt.Zuhal Pek, 1960’lardan bu yana Avrupa’da uygulanan kaynaştırma eğitimi ile engelli öğrencilerin sosyal yaşama katılma ve gelişimlerinde faydalı olduğunun görüldüğünü ancak 1983 yılından beridir Türkiye’de uygulanan bu eğitimin altyapı oluşturmadan ve bilinçsizce uygulandığı için sorunlar yaşanmasına sebep olunduğunu söyledi. Tohum Otizm Vakfının yaptığı bir araştırma neticesinde kaynaştırma eğitimi veren okullarda öğretmenlerin bilinçsiz ve bu gibi okullar için yetersiz olması, rehberlik edecek olan özel eğitimcilerin de görevlerini yerine getirmemelerinden dolayı öğrencilerin eğitimciler tarafından ihmal edilerek ve eksikler gözden ardı edilerek etik çerçeve dışında mezun edildiklerini söyledi. Rehber eğitimcilerin branş derslerini yönlendirebilecek nitelikte olması gerektiğini söyledi. Örneğin, yabancı dil öğretmenin kendi içinde bir sistemi varken bunu özel eğitimcinin bilmesinin zor olduğunu söyledi. Üniversitesinde yaşanan bir sorunla konuya açıklık getirdi; Serebral Palsisi ,işitme engeli ve öğrenme güçlüğü olan bir öğrencisinin yabancı dil öğrenmede zorlandığını çünkü okulunda daha önce hiç yabancı dil dersi görmediğini, fakat okul kayıtlarında kağıt üzerinde bu dersi almış göründüğünü söyledi. Eğitimcilerin bazı hakları bilmediklerini de ilave ederek,
İşitme engeli olan bu öğrencinin orta öğretimde muaf tutulması halinde yüksek öğrenimde de muaf tutulabileceğinin yasalar gereğince olabileceğini söyledi. Ancak, Anayasal zorunluluğu olan yabancı dildersini almış orta öğrenimde görmüş olduğu için muaf tutulamadığını söyledi. Durum itibari ile sadece öğrenci değil okul ve eğitimcilerin bu sebeple mağduriyet yaşadığını söyledi. Netice itibari ile sınavsız okumaya gelen bu gençlerin okumak istediklerini ancak daha önceki eğitimlerinin yetersiz ve yanlış olması sebebiyle hayal kırıklığı ve mağduriyet yaşadığını söyledi. Bu sorunları İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen 1.Engellilik Araştırmaları Kongresinde Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen yetkililere aktardığı bilgisini paylaştı. Bu şartlar altında okumayı arzu ve talep eden bir öğrenciyi okula almamanın ayırımcılık yasasının ihlali olduğunu, öğrenci geri çevirilemeyeceğinden; yüksek öğrenime öğrenci gelmeden önce düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi. Doç.Dr.Yaşar Tatar yaşadığı deneyimi aktararak konuya açıklık getirdi. Kaynaştırma eğitimi ile gelen bu öğrencilerin orta eğitimi alırken soru ve cevapların birlikte verilerek yaptırıldığını öğrendiğini söyleyerek sorunu teyit etti.
Acıbadem Üniversitesinden Dilek Düzgünoğlu, bazı öğrencilerin engelleri nedeniyle okuyup meslek yaşamında da uygulamaları yapmasının mümkün olmayacağı bölümlere gelerek hem öğrencinin kendisinin hem de eğitimcinin uyarlama yapamayacağı bir durumda kalması sebebi ile mağduriyet yaşandığını söyledi ve Üniversiteye gelmeden önce bölüm tercihi yaparken çok iyi bir rehberlik hizmetinin alınarak uygun bir bölümün seçilmesi yönünde çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi. Bu paylaşımlardan sonra bazı öneriler ve kararlar dile getirildi:
Kaynaştırma eğitimi veren okulların iç denetim ve teftişlerinin yapılması,
Konu hakkında YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığına bildirilmesi,
YÖK’e gidecek yazının İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Çağrı Artan tarafından hazırlanacağı,
Konunun sadece YÖK’ü ilgilendiren bir mesele olmadığından toplu olarak konunun lise eğitimi ile alakalı olduğundan ilgili bakanlıklarla görüşülmesi,
Meslek seçimi için okullarda rehberlik verilirken ilgili bölümlerde ne gibi derslerin verilmesi konusunda bilgilendirilmelerin yapılması gerekliliğinin bildirilmesi,
Uyarlamaların yapılamayacağı durumları dikkate alarak lise eğitiminden gelirken bazı koşulların sağlanması halinde öğrencinin lise eğitimi sonrası üniversiteye gitmesi veya doğru bölümü seçmesi için yönlendirilmesi.
10- İstihdam öncesi İş hayatına hazırlanma süreci: İş hayatına engelli öğrencileri hazırlamayı amaçlayan Renkli Kampüse engelli öğrencilerin kayıtsız kalması konusunun irdelenmesi gereken bir konu olduğu söylendi. Zuhal Pek , Çağrı Artan ve Engin Yılmaz’ın daha önce e-kpss’ye karşı olmaları fikrini desteklediğini söyledi. Çünkü, sosyal hayata dahil olayım derken ,asıl kendilerini geliştirecek bir dünyadan ve hatta eğitimlerinden koptuklarını söyledi.
1 Ekim 2016 tarihinde Koç, İstanbul ve Marmara Üniversitelerinin Renkli Kampüsle yaptığı görüşmede, Koç ve Sabancı Üniversitesinde verilen “Farklılıklarımızla İletişim” derslerinin verilmesi ve engelliliğin bir farklılık olarak verilmesinin üniversite ve öncesi öğrencilere verilmesine yönelik bir portal oluşturulmasının gerektiğinin konuşulduğu söyledi. Toplantının süresi yetmediğinden bu konun Mart ayında Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılması kararlaştırılan bir sonraki bölge toplantısında konuşulmasına karar verildi.
11-Diğer: Marmara Üniversitesi’nden Dr.Hasan Basri Özpek, Açık Öğretim sınavlarında farklı birçok yerde görev yaptığını ve bu arada okulların erişebilirliklerini kontrol ettiğini söyledi, erişebilirliklerin kısıtlı olduğunu söyledi. Marmara Üniversitesinde yapılan bir panelde, bankada engellilere yer var mı diye sorulduğunda, denetleme kurulunun bankalara bir yazı gönderdiği ve işaret dili bilen elemanların bulunmasının gerektiğini bildirdiklerini söyledi.